tevbeiahsen.com.tr - logo
İç Huzura Yolculuk Başlasın

Tevbe-İ Ahsen Ruhsal ve Manevi Danışmanlık Hizmet Merkezi

İçsel dengeyi bulmak, hayatınızı yeniden keşfetmek ve manevi rehberlikle daha fazla huzur elde etmek için bizimle adım atın. Profesyonel danışmanlarımızla en iyi versiyonunuza ulaşın.

Sizde gerçek bir hazine vardır; o da içsel huzurunuzdur.

Biz Kimiz?

Size Yardımcı Olmak için Burdayız

Tevbe-İ Ahsen Ruhsal ve Manevi Danışmanlık Hizmet Merkezi olarak, içsel huzurunuzu bulmanıza, manevi yolculuğunuzda rehberlik etmenize ve kişisel gelişiminizi desteklemenize yardımcı olmak için buradayız. Sizi tanımak ve size en iyi hizmeti sunmak için buradayız.

Özel Manevi Seanslar

Ruhunuzun derinliklerine inmek ve içsel huzuru keşfetmek için size özel manevi seanslarımıza hoş geldiniz. Profesyonel danışmanlarımızla bir araya gelin ve içsel dönüşümünüzü başlatın. Size özel bir yolculuk için buradayız.

Neden bizi tercih etmelisiniz?

TEVBE-İ AHSEN İLMİ

Rehberliğimizle Manevi Deneyim

Profesyonel Danışmanlar

Alanında uzman, deneyimli ve sertifikalı ruhsal danışmanlarımız size içsel dengeyi bulma konusunda rehberlik eder.

Kişisel Gelişim

Size en iyi versiyonunuza ulaşmanız için destek sunarız, içsel gücünüzü keşfedin.

Manevi Rehberlik

Spiritüel rehberlerimiz, manevi yolculuğunuzda size ışık tutar ve huzurunuzu artırmanıza yardımcı olur.

Duygusal Destek

Her zaman yanınızdayız, duygusal ve ruhsal sorunlarınızda size destek oluruz.

Güven ve Gizlilik

Danışmanlık süreçleriniz gizli tutulur, güvenli bir ortamda ilerlemenize yardımcı oluruz.

Çeşitli Hizmetler

Farklı ihtiyaçlara yönelik bir dizi danışmanlık hizmeti sunuyoruz, kişiye özel bir yaklaşım benimseriz.

Danışmanlık Hizmeti Başvuru

Manevi bir dönüşüm yolculuğuna adım atmak istiyorsanız, lütfen aşağıdaki formu doldurarak bir seans randevusu talebinde bulunun. Profesyonel danışmanlarımız, içsel huzurunuzu keşfetmeniz için size rehberlik etmeyi sabırsızlıkla bekliyor. Siz de bugün içsel denge ve manevi büyüme yolculuğunuzun başlangıcını yapın.

Manevi Rehberliğimizle Deneyim ve Memnuniyet

Tevbe-İ Ahsen Ruhsal ve Manevi Danışmanlık Hizmet Merkezi olarak, deneyimli uzmanlarımızla binlerce mutlu insana manevi rehberlik sağlıyoruz. Memnuniyet odaklı çalışmamız ve seans başvurularımızla, içsel huzurunuzu keşfetmenize yardımcı oluyoruz. Siz de bu büyüleyici yolculuğa katılın ve içsel huzurunuzu yeniden bulun.

0 +
Mutlu İnsan
0 +
Seans Başvurusu
0
Profesyonel Danışman
0 +
Yıllık Deneyim
NEDİR?

Manevi Danışmanlık Hizmetlerimiz Hakkında

Tevbe-İ Ahsen Ruhsal ve Manevi Danışmanlık Hizmet Merkezi, içsel huzurunuzu yeniden keşfetmeniz ve manevi yolculuğunuzda rehberlik etmeniz için çeşitli hizmetler sunmaktadır. Hizmetlerimiz, kişisel gelişim, içsel denge ve manevi rehberlik konularını kapsar. Size özel bir yaklaşım benimseriz ve sizinle işbirliği yaparak hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı oluruz.

Bir kişi öldüğünde başkalarının onun hakkında yapabilecekleri, hatta yapmaları gereken en önemli işlerden birisi, varsa o kişinin borçlarını ödemek ve böylece onun üzerinden kul haklarının kalkmasını temin etmektir. Çünkü hadisteki ifadesiyle;
"Mü'minin ruhu, borcu ödeninceye kadar ona bağlı kalır.”(1)
Bundan dolayı, borçlu olarak ölen kişi, şayet miras olarak bir şeyler bırakmışsa ondan borçları ödenir. (2) Böylelikle ölünün borcunun ödenmesi kendine fayda verip, borçtan kurtulmasına sebep olur. Burada mâlî borçlarının ödenmesinde borcu ödeyen kişinin, ölünün bir yakını olması şart değildir. Kim öderse ödesin, ölen kişi kurtulmuş olur.(3)
Ölmüş birisi için yapılabilecek en büyük iyiliklerden birisi, onun için dua etmek ve istiğfarda bulunmaktadır. Nitekim; "Ey Allah'ın Resulü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkanı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?" diye soran Ebû Ubeyd Mâlik İbn Rabîa es-Sâidî (r.a)'ye Peygamber Efendimiz (s.a.v):
"Evet vardır. Onlara dua, onlar için Allah'tan istiğfar (günahlarının affedilmesini) talep etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i rahmi ifa etmek, anne ve babasının dostlarına ikramda bulunmak.”(4) cevabını vermiştir.
"Onlardan sonra gelenler şöyle derler: Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla...”(5)
gibi ayetler, cenaze namazı, dua ve istiğfarın ölülere fayda vereceğini ispat etmektedir.(6)
Bu mevzudaki ayet ve hadis-i şerifleri(7) göz önünde bulunduran ilim adamları, ölü için yapılan dua ve istiğfarın ölüye fayda vereceğinde hemfikirdirler. Ancak kendisi için dua edilen kimsenin mü'min olması şarttır.(8) Zira imanı olmayanlara hiçbir şey fayda vermez. Zaten onlar için dua etmek de meşru değildir.(9) 
İbn Abbas (r.a)'ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır: "Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Annem vefat etti. Ben onun için tasaddukta bulunsam ona faydası olur mu?" diye sordu. Peygamberimiz: "Evet" deyince, adam; "Benim bir meyveliğim var. Sizi şâhid kılıyorum, onu annem için tasadduk ediyorum." dedi.(10) Verilen sadaka ister kişinin evladı gibi birinci derecede bir yakını isterse başkaları tarafından verilsin, sadakanın sevabının ölüye ulaşacağında ittifak olduğu bildirilmektedir.(11)
Sa'd İbn Ubâde hadisinde ise, ölünün arkasından yapılacak sadakanın hangisinin daha efdal olduğu beyan edilmektedir. Sa'd (r.a) şöyle anlatır: "Ey Allah'ın Resulü dedim, annem vefat etti, (onun adına) yapacağım sadakanın hangisi efdaldir?" Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Su!.." buyurdular. Bu cevap üzerine Sa'd bir kuyu kazdı ve: "Bu kuyu Sa'd'ın annesi için." dedi.(12)
Nafile olarak sadaka vermek isteyenlerin bütün inananlara (mü'min ve mü'minelere) niyet etmesi en faziletlisidir. Çünkü bunun sevabı onlara ulaşır, kendisinin sevabından da herhangi bir şey eksilmez.36
Bu anlamda yapılabilecek en güzel sadakalardan birisi de ağaç dikmedir. Çünkü ağaçtan insan, hayvan yediği ve gölgelendiği takdirde sevap gelmeye devam eder. Her yıl ilk bahar ve son baharda ağaç dikmeyi adet edinmek gerekir. Bu konudaki derneklere yardım edilebilir.
Hadis-i şerifte Hz. Aişe (r.anhâ) validemiz, Resulullah (s.a.v)'in:
"Kim, üzerinde oruç borcu olduğu halde ölürse, onun orucunu velisi tutar."
buyurduğunu haber vermiştir.(13) Yine Hz. Câbir İbn Abdullah (r.a) da rivayet ettiği bir hadis-i şerifte; bir kadın, Resulullah Efendimize (s.a.v) gelerek, annesinin üzerinde oruç nezri olduğunu ve onu yerine getiremeden öldüğünü haber verir. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v): "Velisi ona bedel oruç tutsun." buyurur.(14)
Buharî ve Müslim'de zikredilen diğer bir hadis-i şerifte ise, bir kadının üzerinde bir aylık (nezir) oruç borcu olduğu halde vefat ettiği ve çocuğunun Peygamber (s.a.v.)'e gelerek "Ben onun yerine oruç tutsam olur mu?" diye sorduğu Resulullah'ın (s.a.v) da ona: "Annenin üzerinde borç olsaydı onu öder miydin?" diye sorduğu Onun: "Evet." diye cevap vermesi üzerine de: "Allah'ın borcu, ödenmeğe daha layıktır." buyurduğu haber verilmektedir.(15)
Hayatında iken hiç hac yapmayan annesinin yerine hac yapıp yapamayacağını soran bir kadına, Rasulullah Efendimiz (s.a.v): "Evet, ona bedel haccet." buyurarak ölmüş annesinin yerine haccetmesine izin vermiştir.(16)
Bir başka hadis-i şerifte ise, ölenin yerine yapılan ibadetlerle onun borcunun ödenmiş olacağı ve bunun ölünün semadaki ruhuna müjdeleneceği şöyle anlatılır: Zeyd ibn Erkam (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki:
"Kim ebeveyninden birine bedel haccederse, bu hacla onun borcunu ödemiş olur. Bu durum, semadaki ruhuna müjdelenir. Kişi, anne ve babasına karşı isyankâr bile olsa (bu iyiliği sebebiyle) Allah'ın nezdinde (iyi kullar meyanında) yazılır."
Diğer bir rivayette ise: "Babası için bir hac, kendisi için yedi hac yazılır."  buyurulmuştur.(17) Tabii ki, bu rivayetlerde zikredilen mana, sadece bir ibadetin yapılıp, sevabının ölüye bağışlanmasının cevazına delalet eder. 
Hâneş (r.a) anlatıyor: "Hz. Ali (r.a)'yi gördüm, iki koç kesmişti." Dedi ki, "Biri kendim için, diğeri Resulullah (s.a.v) için." Ve ilave etti: "Resulullah (s.a.v) böyle vasiyet etti. Ben (hayatta olduğum müddetçe) ebediyen (bunu yapmayı) terk etmeyeceğim.”(18) Hz. Ali (r.a)'nin kestiği bu kurban Resulullah (s.a.v)'ın vefatından sonrası için söz konusudur.
Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v)'in ümmetinden Allah'ın birliğine ve kendisinin peygamberliğine şehadet edenler adına da kurban kestiği de muhtelif rivayetlerde gelmiştir.(19)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) ölülerin arkasından kurban kesip sevabını onlara bağışladığına göre, ölüler, kendileri için yapılan hayır-hasenâtın hepsinden haberdar olmakta ve onların sevaplarından faydalanmaktadırlar kanaati hasıl olmaktadır. Ancak, avamdan bir çok insan, ölülerin arkasından onları memnun etmek ve böylece isteklerine kavuşmak için kabir başlarında kurban keserler veya bunu ölüye adarlar ki bu, tamamen yanlış bir inanç ve bid'at bir harekettir. Bundan dolayıdır ki Peygamber Efendimiz (s.a.v); "Kabirde sığır, deve, koyun kesmek İslam'da yoktur.”(20) buyurarak bunu yasaklamıştır. Çünkü, kurban bir ibadettir ve ibadetler sadece ve sadece Allah için yapılır. Bu sebeple bir kabir yada yatır için kesilen bir kurban, bırakınız sevaba vesile olmasını, kesenin imanını alıp götürebilecek ve şirk olabilecek bir davranıştır. Ve kesinlikle sakınmak gerekir.(21) 
Kur'an okumak, belli bir maksat için diriye fayda verince, ölüye fayda vermesi daha evladır. İbn Salâh'a göre, Kur'an okuma sonunda: "Allah'ım okuduğumuz Kur'an'ın sevabını filancaya ulaştır." demesi ve okunan Kur'an'ı dua kılması da uygun olur. Bu hususta uzak, yakın aynıdır değişmez. Bunun fayda vereceğine kesin olarak inanmak lazımdır.(22) Nitekim Peygamber (s.a.v) de, zaman zaman kabirlere uğrar ve oradakilere dua ederlerdi. Bu konuda İbn Ebî Şeybe'den rivayet edilen hadis şöyledir: "Hz. Peygamber (s.a.v) her yılın başında Uhud'daki şehitlerin kabirlerine gelir ve şöyle derdi:
"Sabrettiğiniz şeylere mukabil sizlere selâm ve selâmet! Dünyanın en güzel neticesi budur!"
Allah Resulü (s.a.v), Bazen de Bakî' mezarlığına çıkar ve şöyle derdi:
"Ey mü'minler yurdunun sâkinleri! Selâm size! Bizler de inşallah sizlere kavuşacağız. Allah Teâlâ'dan bizim ve sizin için âfiyet, ahiretle ilgili korku ve sıkıntılardan selâmet ve siyanet dilerim.”(23)
Görüldüğü üzere Peygamber (s.a.v), dünyamızdan ayrılan insanlar için dua edip onlar hakkında âfiyet ve selamet dilemektedir. Şayet ölülerin arkasından yapılan duaların faydası olmayacak olsa idi Allah Resulü (s.a.v) böyle bir davranışta bulunmazdı. Aksi bir durum, Allah Resulü'nün abesle iştigali demektir ki, O, bundan fersah fersah uzaktır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle Efendimiz (s.a.v) asla hevâ'dan konuşmaz. O ne konuşmuşsa vahiy kaynaklıdır.(24) Okunan Kur'an'ın sevabının önce Hz. Peygamber (s.a.v)'e hediye edilmesi müstehaptır. Çünkü bizleri sapkınlıktan O, kurtarmıştır. Bunda bir nevi Ona teşekkür ve güzel bir mukabele vardır. Ölülerin arkasından okunan Fatiha, Yâsin ve Kur'an hatmi gibi virtlerden her biri, bir anda sayısız kişilerin ruhlarına yetişebilir ve onların hepsi de bu hediyeden nasiplerini alabilirler. Çünkü bu Allah'ın kudretine ağır ve zor değildir.
Bazı alimler, okunan kıraatin sevabının ölüye ulaşmasının yanında, sevabı ölüye bağışlanmak şartıyla her güzel amelin sevabı da ulaşır demişlerdir.(25) Yalnız bunların sevap kazanılacak şekilde yani sırf Allah rızası için yapılması şarttır. 
Kişi kabrin başında kolayına gelen Kur'an ayetlerinden okur. Kabirde Kur'an okunması sünnettir. Çünkü Kur'an okumanın sevabı orada olanlara ulaşır. Ölü de hazır olan gibidir. Onun hakkında da Allah'ın rahmeti umulur. Kur'an okumanın peşinden kabulünü umarak ölüye dua edilir. Çünkü dua ölüye fayda verir. Kıraatin peşinden yapılan dua kabul olunmaya daha yakındır.(26)
Kabri ziyaret eden kimsenin Yâsin suresini okuması müstehaptır. Çünkü Hz. Enes'ten rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Her kim kabristana girer de Yâsin'i okur ve sevabını ölülere bağışlarsa, o gün Allah Teâlâ onların azabını hafifletir. Kendisinin de bu kabristandaki ölüler sayısınca sevabı olur."(27)
Yine Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Ölülerinize Yâsin suresini okuyun.”(28)
Bir kısım Hanefîler, bu hadise dayanarak "Kişi amelinin sevabını bir başkasına bağışlayabilir, ameli -kıraat, namaz, oruç, sadaka veya hac- hangi çeşitten olursa olsun fark etmez.”(29) diye hükmetmişlerdir.

Manevi Danışmanlık Hizmeti

Hemen seans için başvuru yapabilirsiniz.

tevbeiahsen.com.tr - logo

TEVBE-İ AHSEN Ruhsal ve Manevi Danışmanlık Hizmet Merkezi, iç huzur, manevi rehberlik ve kişisel gelişim konularında uzmanlaşmıştır. Ruhsal dengeyi bulmanıza ve hayatınıza anlam katmanıza yardımcı olacak profesyonel danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. İçsel yolculuğunuzu desteklemek için buradayız.